Refresh loader

Danıştay’dan Enerji Bakanlığına Zeytincilik Dersi

Danıştay’dan Enerji Bakanlığına Zeytincilik Dersi

Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
aey@dunya.com

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanların madencilik faaliyetinin yapılabilmesi için zeytin ağaçlarının taşınması veya zeytin kesilmesi, madencilik faaliyeti tamamlandıktan sonra alanın rehabilite edilmesini öngören düzenlemenin yürütmesi, Danıştay 8. Dairesi tarafından ders niteliğinde bir karar ile durduruldu.

Çiftçi Sendikaları’nın başvurusu üzerine Danıştay 8. Dairesi, Başkan Yüksel Öztürk, Üyeler Yücel Bulmuş, Tülay Bulgurcu, İsmail Hakkı Sayın, Mustafa Nafiz Acar’ın oybirliği ile aldığı yürütmenin durdurulması kararında bu yönetmeliğin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlara neden olacağı ifade edildi. Enerji Bakanlığı elektrik ihtiyacını bahane ederek bu düzenlemeyi “kamu yararı” için zorunlu olduğunu savunsa da Danıştay, asıl kamu yararının zeytincilikte olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Telafisi güç ve imkansız zararlara neden olacak

Danıştay 8.Dairesi kararında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının zeytin sahaları konusunda düzenleme yapma yetkisinin olmadığını, Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesinde, zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı ve işletilemeyeceği; bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmelerinin yapımı ve işletilmesinin Tarım ve Orman Bakanlığının iznine bağlı olduğu, zeytincilik sahaların daraltılamayacağı, ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşmanın, zeytinlik alanının % 10’unu geçemeyeceği, bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesinin Tarım ve Orman Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabi olduğuna dikkat çekiliyor. Kararda, “Dava konusu düzenleme ile zeytinlik alanlarda, zeytinlerin sökülmek ve taşınmak ya da sökme ve taşıma yoluna dahi gidilmeksizin madencilik faaliyeti yürütülmesine imkan tanındığından, sökülen ve taşınan ya da madencilik faaliyeti nedeniyle tahrip olan alanların eski hale getirilmesinin mümkün olmaması sebebiyle Yönetmeliğin uygulanmasının telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağı açıktır.” denildi.

Zeytincilik Yasası 9 kez değiştirilmek istendi

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra zeytincilik yasasını değiştirmeye yönelik ilk çalışmayı 2003 yılında, yani iktidara geldikten çok kısa bir süre sonra gündeme getirdi. Daha sonra 17 Ocak 2006’da, 15 Temmuz 2008’de, 3 Temmuz 2009’da, 21 Nisan 2010’da, 20 Şubat 2013’te, 16 Haziran 2014’te, 17 Mayıs 2017’de ve 1 Mart 2022’de olmak üzere bu güne kadar tam 9 kez zeytin sahaları ile ilgili yasal düzenleme girişiminde bulundu.

Bugüne kadar bu düzenlemelerin 9’u ya yargıdan döndü veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde duyarlı milletvekillerinin çabası ve desteği ile reddedildi, geri püskürtüldü.

Yürütmenin durdurulması kararı

Danıştay 8.Dairesi’nin zeytinlik sahaları koruyan ve ders niteliğindeki kararı aynen şöyle:

DAVACI VE YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN: Çiftçiler Sendikası

VEKİLİ: Av. Mahmut Fevzi ÖZLÜER

DAVALI: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

VEKİLLERİ: Hukuk Müşaviri Fatma ERDAŞ, Av. Gülçin ÖZGÜR

İSTEMİN KONUSU:

01/03/2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali ile yürütmesinin durdurulması istemidir.

DAVACININ İDDİALARI:

Dava konusu düzenlemenin; Anayasanın 45. maddesine aykırı bir düzenleme olduğu, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanların madencilik faaliyetlerine açılması sonucunu doğuracağı ve binlerce yıllık zeytinlik alanlarda var olan tarihi, kültürel, ekonomik ve turistik değerlere zarar vereceği ileri sürülmüştür.

3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesi uyarınca, zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı ve işletilemeyeceği, nitekim Danıştay Sekizinci Dairesinin daha önce de bu yönde kararının bulunduğu öne sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI:

Anayasanın 124. maddesi uyarınca yönetmelik çıkarma yetkisinin kullanılmasında kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığı, yeni ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte ülkenin artan enerji ihtiyacının öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması ve bu yöndeki faaliyetlerin zeytinlik alanlarda kayıp yaşanmadan, dengeli bir biçimde sürdürülmesi amacıyla dava konusu Yönetmeliğin yayınlandığı savunulmaktadır.

Zeytinlik sahaların düzenleme altına alındığı 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği 1939 yılında zamanın şartları dahilinde yurt çapında bulunan yabani zeytinlerin aşılattırılması ve bu suretle zeytin ve zeytinyağı üretiminin arttırılarak ülke ekonomisine katkı sağlamasını temin ve teşvik maksadıyla hazırlandığı, enerji kaynaklarına duyulan ülke gereksiniminin de kamu yararına haiz olduğu, enerji kaynaklarının günlük yaşamın ve üretimin en önemli yapı taşı olduğu, enerjinin kesintisiz, güvenilir ve en uygun şekilde temini ve bu faaliyetlerin uygun fiyatlarla sağlanabilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Dava konusu düzenlemenin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna aykırı olmadığı, düzenlemede zeytin alanlarının daraltılması değil zeytin ağaçlarının taşınmasının söz konusu olduğu, zeytin ağaçlarının taşınmasının zeytin sahasının daraltılması anlamına gelmediği, sahanın taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise madencilik faaliyeti bitiminde sahanın rehabilite edilerek eski hale getirileceğinin taahhüt edilmesinin zorunlu olduğu ve böylelikle zeytin alanlarının daraltılmasının önüne geçildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: Kadriye KARACA

DÜŞÜNCESİ: Yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Üye İsmail Hakkı Sayın’ın bakılan davanın açılma gerekçeleri arasında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna aykırılık iddialarına yer verildiği, davanın çözümü için anılan mevzuatın irdelenmesi gerektiği, nitekim Dairemizin karar gerekçesinde de zeytincilik ile ilgili mevzuata dayanıldığı, bu durumda uyuşmazlığın 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi hükmü uyarınca Danıştay Onuncu Dairesi ile birlikte yapılacak müşterek toplantıda çözülmesi gerektiği yönündeki karşı oyuna karşılık, dava konusu uyuşmazlığın 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa dayanılarak hazırlanan 21/09/2017 tarihli ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali isteminden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Danıştay Sekizinci Dairesinin görevinde olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esası incelendi.

Devamını okumak için tıklayın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir