Refresh loader

Zeytin Çeşitleri

Zeytin Çeşitleri

Türkiye, 2009 yılı verilerine göre dünya zeytin alanı varlığının % 8,6’sına, üretiminin %9,3’üne sahiptir, zeytin ağacı sayısı bakımından ise dünyada 5. sırada yer almaktadır.

Akdeniz ülkelerinde toplam 1000  zeytin çeşidinden söz ediliyor. Bazı kaynaklar bu sayıyı 2000 olarak veriyor. İtalya’da 500 kadar, İspanya’da 250, Yunanistan’da 25 çeşit (goreminin, 15.01.2011).

Dünya’da belli başlı zeytin çeşitleri:

Kaynak: Zeytin Kitabı, Zerrin İren Boynudelik, Mahmut Boynudelik, 2007

Türkiye’de ne yazık ki, 1990 yılından günümüze kadar aktuel güvenilir bir bilgiye rastlamak zor. Resmi Gazete’de  3 Mayıs 1990’da yayınlandığına göre, 35 ilde toplam 84 adet zeytin çeşidinden sadece 28 adedi yani %33’ü “tescil edilmiş”. Bazı kaynaklarda (sinonim lerle birlikte) 50 çeşit olarak veriliyor. Aynı cins zeytine, bazı bölgelerde farklı isimler de veriliyor. Örneğin: Ayvalık cinsine; Edremit Yağlık, Şakran, Midilli, Ada Zeytini de deniyor. Bir başka kaynakta, 2013 yılında Prof. Dr. Recep Efe ve diğer üç bilim insanının  çalışmasında şöyle deniyor: “Yetersiz istatistikî veriler nedeniyle dünyada kaç çeşit zeytin yetiştirildiği tam olarak bilinmemektedir. Fakat 4 binden fazla olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de zeytin çeşitleri konusunda yapılan araştırmalar yetersiz olup, sayısı tam olarak tespit edilmemiştir. Fakat 400’ün üzerinde olduğu söylenebilir. Türkiye’de Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde toplam 36 ilde zeytin yetiştirilir. Türkiye’de yetiştirilen zeytin çeşitlerinden 110 tanesi “tescil” edilmiştir.”

Türkiye’de en bilinen zeytin cinslerinin ilk sırasını; Memecik, Ayvalık ve Gemlik çeşitleri alıyor. İspanyol Manzanilla cinsinden sonra Türkiye’ye farklı yabancı ülkelerden de fidan getirtildiği biliniyor.

Son yıllarda İspanya’dan bir de, özellikle Manisa-Akhisar bölgesine Arbequina cinsi zeytin fideleri getirtildi, yaygın olarak dikiliyor ve satılıyor. “Üç dört yılda mahsul alınan, bodur ağaçlar” olarak biliniyor. Türkiye’de bilinmeyen yönü ise vasat bir zeytin olduğu, asiti az, Polifenol değerleri düşük ve kalitesiz bir yağ olduğudur. İspanyolların diğer bilinen cinsi Picual’in de kaliteli bir yağ olmadığı biliniyor, bu yüzden İtalyan duyusal analizciler onu “kedi sidiği kokan yağ” olarak tanımlarlar! Böylesi bir tanımlamanın İspanyol İtalyan çekişmesinin sonucu olup olmadığı bilinmiyor.

Bütün bu olumsuz tanımlara rağmen, İspanya’da Arbequina ve Picual cinslerinden Kaliteli bir yağ elde eden, Castillo de Canena çiftliğinin genç yöneticilerinden, Rosa Vaño: “Polifenoller, zeytin ağacının stres durumlarına verdiği reaksiyondur. Arbequina cinsinde sulamayı azaltarak ağaçları stres altına soktuk” diyor ve ekliyor, “Aynı zamanda, oldukça agresif olabilen yağın doğal acı ve biberiliğini azaltan, Picual ağaçları için su vermeyi arttırdık.”

Sonuçta, Arbequina gibi düşük kalitedeki bir zeytin cinsinden, inatla ve bilgiyle uzun erimli bir çabayla başarı sağlanabiliyor. Gurme kıvamında bir zeytinyağı elde ediyorlar. Polifenol değerleri 250-500+ ve yağ asiti 68-80.

Yüksek taş duvarları olan bir kale, Castillo de Canena çiftliği 1780 yılından bu yana zeytinyağı üretiyor. 1.500 Hektarlık bir alanda 280.000 zeytin ağacı ve bu çift sayesinde 2006 yılından itibaren pek çok ödülü ve test birinciliği var.

Bütün bu olan bitenlere, kimi olumsuz tablolara rağmen Türkiye’de bir süredir, zeytin ve zeytinyağına özen gösteriliyor.  IOC Uluslararası Standardı ve Türk Gıda Kodeksi Standardı var ve AB Standartlarına uygun bir Zeytinyağı Kodeksi oluşturuldu.

Bu durumu herhalde bir oranda da Türkiye insanı, Haziran 2014 yılında hükümetin yasa değişikliğine gitme kararı karşısındaki “Zeytin Hayattır! Zeytinime Dokunma!” diyen kamuoyu direncine borçlu olsa gerek. Son yıllarda Türkiye’nin (IOC)UZK-Uluslararası Zeytin Konseyi’nde aktif olması, zeytin ve zeytinyağının ülke içi tanıtımına yönelik olarak UZZK-Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ve İzmir Ticaret Borsası işbirliği ile “Dünya Zeytin Günü”nün Türkiye’de 2016, 2017 ve 2018 yıllarında İzmir’de çeşitli etkinliklerle kutlanmış olması da olumlu gelişmelerin varlığına işaret ediyor.

Ancak çözüm bekleyen hala pek çok, eski alışkanlıklardan kaynaklanan bilgisizlikler ardı sıra giden yanlışlar var. Mesela, üreticilerin önemli bir kısmı hala zeytinlerin budama istemediğini düşünüyor. Aydın bölgesinde geçmiş yıllarda Ayvalık’tan gelip budama yapan uzman ziraatciyi, ağaçlarımızı kesiyor diye mahkemeye vermeye kalkıyorlardı.

Oysa, “Ağaç öyle budanmalı ki, kırlangıç dalların arasından rahatça uçabilsin” diyen Romalı Plinius bundan 2 bin yıl önce yaşamıştır ve uygulama o gün bu gündür çok iyi sonuç veriyor.