Refresh loader

Dünya ve Akdeniz’de Zeytin ve Zeytinyağı

Dünya ve Akdeniz’de Zeytin ve Zeytinyağı

Dünya’da zeytin ve zeytinyağı üretiminin neredeyse tamamı, on ülke tarafından karşılanıyor. Dünya zeytinyağı üretiminde Türkiye ilk yedide yer alıyor. İlk üç sırayı, İspanya, İtalya ve Yunanistan elli yılı aşkın bir süredir koruyorlar. Sofralık zeytin üretiminde ise Türkiye ilk dört ülke arasında yer alıyor. Başta İspanya, Mısır, Türkiye, Cezayir.

Dünyada Zeytin Üreticisi ilk 10 Ülke – 2017

Kaynak: Produktionsstatistik der FAO für 2017

Zeytin ağacındaki patlama ve kıymetinin geniş kesimler tarafından bilinmeye başlanması 1990’lı yıllarda oluyor.  Dünyada yaklaşık 1,5 milyar zeytin ağacı bulunuyor. 17 milyon ton zeytinin, 2016-2017 yılı zeytinyağı rekoltesi 3 – 3,5 milyon ton. İspanya 1,4 milyon ton, İtalya 474 bin ton, Yunanistan 320 bin ton üretmişti. Her yıl sıralama değişmekle birlikte bu üç ülkenin ardından, Tunus, Fas, Portekiz, Cezayir, Suriye ve Türkiye geliyor. Son verilere göre önemli bir değişiklik söz konusu:

İtalya’nın yılda 1 milyon tonun üzerinde yağa ihtiyacı oluyor. Rekolte 450 bin ton ve 400 bin ton zeytinyağını ihraç ediyorlar. Her yıl yaklaşık 600-650 bin ton ithal etmek zorundalar. Bunu da en ucuz yağ olarak, İspanya, Yunanistan ve Tunus’tan (son yıllarda Türkiye’den de) alıyorlar, ve İtalyan zeytinyağı olarak etiketleyip dünya piyasasına sokuyorlar. “Made in Italy” olarak dünya piyasasında çok önemli bir yüzdeye sahipler.  İhraç edilen yağların önemli bir kısmında tağşiş-tahrif ve hile var. AB Standartlarına “Extra Vergine/Naturel Sızma” uygun olmadığı gibi, özellikle İspanya ile zaman zaman diplomatik krize varan sorunlar yaşanıyor.

Zeytin ve zeytinyağı ithal eden ülkelerin başlıcaları; ABD, AB, Brezilya, Japonya, Kanada ve Avustralya.

Merkezi Madrit’te bulunan Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC – UZK) 1956 yılında kuruluyor ve Birleşmiş Milletler çatısı altında 1959 yılından itibaren faaliyet gösteriyor.

UZK 1990’lı yıllarda ciddi bir rol oynadı, duyusal analizler bütün üretici ülkelere yayıldı. Dünyada zeytinyağının tanıtımı ve tüketimi yaygınlaştı, Avustralya Zeytin Birliği Başkanı Paul Miller, ülkesinde zeytinyağının tanınır hale geldiğini ve prestij kazandığını, bunun da UZK Başkanı Fausto Luchetti sayesinde başarıldığını söylüyor.

UZK üyeleri toplam 1000 katılım payına sahip. Katılım payları hesaplanırken üye ülkelerin son altı takvim yılı üretim, ihracat ve ithalat verileri dikkate alınıyor.

Zeytinyağı üreticisi ülkelerin UZK’ya katılım payları 2019 yılı itibariyle şöyle dağılıyor:

1990’lı yıllar zeytinyağının bir yönüyle altın, diğer yönüyle de kaplama altın yılları idi. AB maddi olarak zeytin üreticilerini ve zeytinlikleri destekledi. Üretim ve tüketimde patlama yaşandı. Bunun hemen arkasından, İtalya başta olmak üzere “birçok alanda, üretim zincirinin tamamı büyük bir suç şebekesi haline geldi.” Çiftçi üretimini fazla gösterdi, değirmenci çıkan yağı, satışa sunan şirketler de satılan şişeleri. Böylece AB ve UZK dolandırıldı, 1990’lı yılların sonunda zeytinyağı AB’de en çok manipüle edilen zirai ürün haline geldi.  “OLAF-Avrupa Sahtekarlıkla Mücadele Dairesi” devreye girdi ve başına sorgu hakimi Domenico Seccia getirildi. Seccia daha sonra konuyla ilgili yazdığı kitapta, yasadışı konsorsiyum oluşturulduğunu; zeytinyağı üreticileri, zeytinyağı satıcıları, bankalar ve gıda maddesi grupları birlikte hem zeytinyağı tağşişi yapılmasından oluşan paraları hem de AB sübvansiyonlarından gelen paraları paylaştılar. Bu ağ, OLAF’ın mücadelesi ve soruşturması sonucu dağıtıldı. Bu tür soruşturmalarda görev almış bir AB çalışanı 1990’lı yılların sonundaki durumu şöyle özetliyor: “kazancın boyutu, bir kokain ticareti ile özdeşti, bir farkla, bunda hiçbir risk faktörü yoktu.”

Üyelerinin önemli bir kısmı ve maddi kaynaklarının çoğunluğu AB ülkelerinden. 2002’ye gelindiğinde UZK ve AB arasında daha çok da AB-Komisyon arasında, pazar ve kalite açısından çok önemli olan hangi zeytinyağları “extra Virgin / natürel sızma” sınıfına girer, girmesi gerekir tanımlamasında, tartışmalarında zeytinyağı lobileri ve komisyondaki büyük zeytinyağı tekellerinin ağırlığı rol oynadı, UZK tezleri ve başarılı yöneticisi kaybetti, Fausto Luchetti istifa etti. Bu durum, masraflarının %80’i AB tarafından karşılanan UZK’nin yapısının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya çıkardı.

Herşeye rağmen, 2000’li yılların başından itibaren pozitif bir gelişme yaşandı.  Bio-Organik zeytinyağı, yüksek kalitede zeytinyağı gerçek anlamda “Natürel Sızma Zeytinyağı” üreticileri yaygınlaştı ve bunlar da müşterileri gibi zeytinyağı sevdalısı, damak tadına, lezzete önem veren kesimlerdi. Bu yağlar, marketlerde, discounterlerde değil de “oleoteca-zeytinyağı barları”nda ve internet üzerinden satılmaya başlandı.

20 Eylül 2010 yılında Verona’daki “Beyond Extra Virgin” (Jenseits von Extra Virgin / Natürel Sızma ve Ötesi) başlıklı Konferans sonrası, sadece Akdeniz ülkelerinde değil AB ve ABD’de de pek çok olumlu gelişmenin önünü açtı. “Natürel Sızma Zeytinyağı”nın neredeyse koordinatları belirlenip, geleceği şekillendirildi.

3E –  Etik, Mükemmellik ve Ekonomi  tarafından geliştirilen bir standart, süper premium için çıtayı belirledi.  Üretimde ve denetimde tam bir şeffaflık esas alındı.

Büyük oranda genç ve bilinçli insanlar zeytinlik devralmaya, yeni zeytinlikler kurmaya yöneldi. “Quantity and quality / Quantität und Qualität / Nicelik ve nitelik” konusu belirginleşti. UZK ve AB’nin yürürlükte olan yasal düzenlemelerinin ilerisi hedeflendi. 27⁰ ısı ve 0,8 serbest asit aşılarak, 24⁰ – 25⁰ ısıda soğuk baskı ve 0,3 serbest asit hedeflendi. 3E kriterli zeytinyağlarında belirgin bir artış oldu. Bu zeytinyağları ucuz sınıfına girmiyor. En basit karşılaştırma ile, market yağlarında en fazla 50-100 değerindeki Polifenol oranı, kaliteli zeytinyağlarında 400-600 değerindedir.

Özetle 3E ve Super-Premium artık bir kavram olarak yerleşti. Her geçen gün 3E sertifikalı zeytinyağları hızla artıyor. Türkiye 1963 yılında Uluslararası Zeytin Konseyi’ne (IOC-UZK) üye olup, 1998 yılında (siyasi nedenlerle olduğu belirtiliyor) konseyden ayrılıyor. Ancak, 2010 yılında tekrar konsey üyeliğine kabul ediliyor.

UZK-Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin 2016 yılı verilerine göre; Kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi; Yunanistan’da 15 litre, İspanya’da 11, İtalya’da 10, Portekiz, Tunus, Lübnan ve Suriye’de 6 litre. Türkiye’de ise 1,5 litre.

UZK 2018-2019 ve Essential Foods (Öster.), Reinhard Jäger, 19.08.2017 yararlanılarak hazırlanmıştır.

Aradan geçen iki sene içinde bazı değişiklikler var.  Bu ulaşılabilen en son veriler;  tabloda Türkiye yok ama, mesela Fransa var ve ilk kez tüketici istatistiğinde tahminlerin çok gerisinde ve İsviçre ile aynı oranda 1 litre tüketiyor. Almanya’da daha önceki yıllara oranla artış var 0,85, Avusturya ise 0,7, Portekiz 5, arkasından  İspanya 10, İtalya 12 ve Yunanistan diğerleriyle arayı bayağı açarak kişi başına yılda 20 litre zeytinyağı tüketiyor.